Platin Dergisi

İletişimde Beden Dili: Karizma, Star Işığı, İmaj

Google+ Pinterest LINKEDIN Tumblr

İletişim İnsanoğlun ilk var olduğu günden bu yana doğal süreçle insanlıkla birlikte gelişen bir olgu olmasına rağmen bilim dalı olarak çağımızda daha yeni akedemik varlığını kabul ettirmiştir. İletişim kurulmayan bir dünya düşünmemiz mümkün değil. İletişimin ilk Primitif şekli el ve kol işaretleri, bugünkü adıyla beden dilidir. İlk çağlardan bu yana anlatmak istediklerimizi beden dilimizle destekleriz. İlerleyen çağlarda insanoğlu konuşan bir varlık haline gelmiş hatta konuşma sanatını hitabet sanatı olarak adlandırmış olmasına rağmen farkında olmadan kullanmaya devam ettiği beden dili konusunda çok düşünmemiştir. Oysa antik Yunandan büyük Roma imparatorluğuna; tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışından İslam felsefesi ile beslenen Arap filozoflara; Anadolu’da yetişen halk ozanlarından Osmanlı’da divan edebiyatına kadar gelişen süreçte beden dili doğaçlama olarak sözlü iletişimimizin bir parçası olmuştur. Beden dili 20.ve 21. yüzyılda halkları peşinden sürükleyen diktatör ve liderlerin, günümüzdeki siyasi parti başkanlarının, halkın karşısında yaptıkları ateşli konuşmalarda en büyük destekçisi; doğal olarak kullandıkları bir iletişim kanalıdır.

Siyasi tarihimizde geçmişe bir yolculuk yaparsak: Türkiye cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tüm iletişimini çağının ilerisinde giyim tarzı, sert ama dinleyen saygılı bakışları, kendinden emin duruşu, davasına inan insanın sakin ve emin tavrı ile desteklenmiştir. Eski başbakanlardan rahmetli Adnan Menderes’in halkın içinden çıkan toprak kökenli ama modern kıyafetli çağdaş görünümü, yeni siyasi oluşumu kibar bir beden dili ile ifade edilirken; rahmetli İsmet İnönü ise Kurtuluş Savaşı’nın ulusal kahramanı olarak soğukkanlı duruşu ile karşımıza çıkar. Yine rahmetli Bülent Ecevit işçi sınıfının temsilci lideri olarak halka hitabında başında kasketi ve gömleğinin kıvrılmış kolları ile beden dilini desteklerken Süleyman Demirel’in beden dili başında zamanın modernlik sembolü olan fötr şapkası yetiştiği yerin şivesi ile renklenmiştir.

Rahmetli Turgut Özal ise Türkiye Cumhuriyetinin sıkıntılı yıllarından sonra halkın özlediği huzuru temin edeceğini, meydanlarda ve popüler kültürde artık nostaljik bir öğe olarak yerini almış olan icraatın içinden programlarında tıknaz, neşeli, gülen, gülerken tabuları yıkan adam imajını sergileyen beden dilini ekranda gözümüzün içine doğrulttuğu kalemi ile unutulmaz kılmış ve iletişimini beden dili ile desteklemiştir. Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihini geçerek günümüze geldiğimizde ise büyük kitleleri meydanlarda toplayan isim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan’ın Beden dili olarak doğasından gelen sert emin konuşma tarzını,  Anadolu İslam geleneklerine göre kullanılan el hareketleri ve ülkemizde kimine göre farklı algılanan ama genel olarak halkımızın çoğunda özdeşleştirirsek, meydan okurcasına yürüme şekli ile desteklediğini görürüz. Geçmişten günümüze yaptığımız yolculukta belki yaşarken fark etmediğimiz ama görüntüleri sıraladığımızda kişilerin söylemleriyle örtüşen beden dilinin iletişimde ne kadar önemli olduğu görüyoruz. Adını bazen rahmetle andığımız siyasi liderlerden günümüzün liderlerine, siyasi iletişimde kullanılan beden dilinin amaca yönelik etki-tepki ilişkisinde topluluklara etkisi yadsınamaz.

Beden dilini en iyi kullanan kişiler kategorisine milyonlarca hayranı olan sanatçıları dâhil ederken toplumun izlediği binlerce çalışanı olan iş adamlarını da unutmamak gerekir.
Zamanımızda beden dili kişilerin doğuştan gelen karizma olarak adlandırdığımız üst düzey tabiri, star ışığı ile ifade edilirken dilimize yeni kazandırılan imaj kelimesi olgusu ile bütünlük kazanır.

Tüm olguları sıraladığımızda toplumlarda zirveye oynayan kişilerde aynı sonuç ortaya çıkıyor: Konuşma sanatı, beden dili ile desteklenmedikçe karşımızdaki kişileri anlattıklarımızla etkilememiz, bir resme baktığımızda sanki bir şeyler eksik hissi duymamıza benzer bir yoksunlukla karşılaşır. Günümüzde artık bir akademik olgu kabul edilen iletişimin, kitleler üzerinde etkisi yadsınamaz bir gerçek. İletişimin ilk başlangıcı olan beden dili zamanla insanlığın evrimi sonucu geliştirdiği konuşma yetisini bütünleşmiş, doğal kabul edilir olmuş ama tekrar günümüzde değerini, ayrıcalığını kabul ettirmiştir. Ne olursa olsun beden dili en basit haliyle dahi insanlığın asla vazgeçemeyeceği en önemli iletişim aracıdır.

Tüm profesyonel yaklaşımları bir kenara bırakırsak sesimizin kısıldığı hasta olduğumuz zaman ya da konuşmamamız gereken bir ortamda her zaman yaradılışımızda bize tanrının bir lütfü olan beden dilimiz bizim en sadık dostumuzdur.

Platin Dergisi Mayıs Sayısı

Comments are closed.

error: Content is protected !!